Yılmaz Tunç: Anayasa’nın darbecilerce yazılması değiştirmek için yeterli sebeptir

AA

Yılmaz Tunç, bir dizi program için geldiği Sakarya’da Valiliği ziyaret etti.

Valilik Şeref Defteri’ni imzalayan Tunç, Vali Yaşar Karadeniz ve protokol üyeleriyle görüştükten sonra Adliyesi’nin yeni hizmet binasının temel atma törenine katıldı.

Törende konuşan Tunç, 15 Temmuz darbe girişiminde Valilik binasının işgal girişimine uğradığını hatırlatarak, bağımsızlık, vatan ve bayrak için canı pahasına mücadele edenleri saygıyla selamladı.

Tunç, İsrail’in saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilere Allah’tan rahmet dileyerek, soykırım yapan, savaş suçu işleyen, çocukları, kadınları katleden, acımasızca sivillerin üzerine bombalar yağdıran saldırganları lanetledi.

“İsrail’in işgal ettiği topraklarda zulüm devam ediyor”

Akan kanın bir an önce durması gerektiğini, bunun için de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Türkiye’nin yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüğünü vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:

Türkiye başından beri Filistin davasına sahip çıkıyor. Filistin’de Filistinlilerin bir devleti olması gerektiğini başından beri söylüyoruz. Orada çözümün iki devletli bir yapıda olduğunu, 1967 sınırlarında Doğu Kudüs başkenti olan bir Filistin Devleti’nin kurulması gerektiğini başından beri söylüyoruz ama maalesef dünya buna sessiz kalıyor. Maalesef İsrail’in işgal ettiği topraklarda zulüm devam ediyor.

“Güçlü Türkiye’yi hız kesmeden Türkiye Yüzyılı’na hazırlıyoruz”

Adalet Bakanı Tunç, devleti ilelebet payidar kılmanın olmazsa olmazının adalet olduğunu vurgulayarak, toplumun ideal düzene ancak adaletle ulaşacağını, adaletin mülkün ve meşruiyetin temeli olduğunu belirtti.

Atılan her adımda adaletin tesisini, halka tecellisini, hızını ve kalitesini artırmayı esas aldıklarının altını çizen Tunç, çalışmalarının merkezine hep insanı koyarak hareket ettiklerini söyledi.

Güçlü Türkiye’yi hız kesmeden Türkiye Yüzyılı’na hazırladıklarını dile getiren Tunç, “Hukukun üstünlüğünü ve adaleti esas alan yönetim anlayışımızla temel hak ve özgürlükleri genişlettik, genişletmeye de devam ediyoruz. Demokrasinin standartlarını yükselttik, yükseltmeye devam ediyoruz.” diye konuştu.

Tunç, 1990’lı yıllara, parlamenter sistemin sıkıntılarına atıfta bulunarak, “sessiz devrim” denilen reformlarla temel hak ve özgürlükler konusunda daha iyi noktalara gelindiğini anlattı.

Bakan Tunç, Anayasa’da yapılan değişikliklerle temel hak ve özgürlükleri tahkim ettiklerini vurgulayarak, yargıda birçok alanda yapılan değişikliklerden bahsetti.

“Milletimizin desteğiyle önemli reformlara imza attık”

En önemli reformun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğuna değinen Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

Yıllardır krizler üreten, muhtıralar üreten, darbeler üreten parlamenter sistem yerine, Cumhuriyet’i güçlendiren, demokrasiyi güçlendiren, milli iradeyi esas alan, halkın doğrudan doğruya yürütmeyi belirlediği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçerek kuvvetler ayrılığını demokrasinin ön şartı olan yasamanın, yürütmenin, yargının birbirinden ayrı olduğu ancak birbiriyle uyumlu olduğu, birbirini denetlediği bir yönetim sistemine adım atarak önemli bir reforma da milletimizin desteğiyle imza attık.

“Anayasa’nın darbecilerce yazılması değiştirmek için yeterli sebeptir”

Tunç, darbe anayasasıyla yol yürümenin, ikinci yüzyılında Türkiye’ye yakışmayacağının altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:

Darbeci ruhu ortadan kaldıracak çok sayıda düzenleme yapıldı ama Anayasa’nın darbeciler tarafından yazılmış olması bile başlı başına değiştirmek için yeterli ve yegane sebeptir. İnşallah bunu gerçekleştirerek demokratik, sivil, katılımcı, kuşatıcı, herkesin, tüm toplum kesimlerinin görüşleri alınarak temel hak ve özgürlükleri öne alan bir anayasa yapmak nasip olur.

Yargının iş yüküne değindi

Yargının ağır iş yükünün olduğunu, yargı mensuplarının yoğun çalışma içinde bulunduğunu anlatan Tunç, “Bu iş yüküne uygun, bu iş yükünü ortadan kaldıracak personel desteği, hakim ve savcı desteği ve mevzuatla ilgili yapılabilecekleri de gecikmesizin yapmamız gerekiyor. Bugüne kadar yaptığımız gibi.” dedi.

Tunç, 2002’de 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayısını 23 bin 814’e, kadın hakim ve savcıların sayısını da 725’ten 7 bin 567’ye çıkardıklarını kaydetti.

Yargı teşkilatını güçlendirirken mahkeme sayılarını artırdıklarını belirten Tunç, adli yargıda ilk derece mahkemesi olarak 2002’de 3 bin 581 mahkeme varken, 2023’te bu sayıyı 7 bin 118’e yükselttiklerini bildirdi.

Mevzuat değişikliklerine değinen Tunç, şöyle devam etti:

Özellikle son depremle alakalı, depremde özellikle yargı süreçleriyle karşı karşıya kaldık. İdari yargıda bir yoğunlaşma oldu. Bu anlamda da mevzuat değişikliği ihtiyacı oldu. TBMM milletvekillerimize ihtiyacımızı belirledik. Oradaki idari yargı noktasındaki tıkanmayı aşacak hem bilirkişilik müessesesi hem de oradaki işleyişi kolaylaştıracak ve vatandaşlarımızın hızlı sonuç alabilmesi sağlayacak önerimizi, bir taslağımızı TBMM gruplarımıza, grup başkanvekillerimize sunduk. Takdir inşallah onların, kısa sürede yasalaşarak oradaki yargı süreçlerin tıkanmaması için de çalışacağız.

“Artık 3 yıl hakim ve savcı yardımcısı olarak görev yapacaklar”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yargıda hedef süre uygulamasında ve dijital dönüşüm noktasında da ısrarcı olduklarını vurgulayarak, buna yönelik çalışmalardan bahsetti.

Hakim ve savcıların sayısını artırmanın yetmediğini, hizmet içi eğitimlerle onların daha da güçlendirilmesi gerektiğini belirten Tunç, değişiklikle hakim ve savcı adaylarının artık 3 yıl hakim ve savcı yardımcısı olarak görev yapacağını dile getirdi.

Tunç, sürecin işleyişiyle ilgili bilgi vererek, bundan sonraki süreçte özellikle yargıdaki kaliteyi artıracak çalışmaların faydalı olacağına inandıklarını kaydetti.

Bakan Tunç, 23-24 Aralık’ta gerçekleştirilecek sınavı kazananların, hakim ve savcı yardımcısı olarak göreve başlayacağını ifade etti.

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir