Gazetecilik meslek örgütleri, “MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısı sonrası hakkında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan T24 yazarı Tolga Şardan‘ın serbest bırakılmasını belirterek, “Türkiye’de son 35 yıldır içişleri, emniyet, yargı bürokrasisi ve ilgili siyasetçilerle her zaman gazetecilik çerçevesinde ilişki kuran Şardan, işlediği konuları titizlikle kaleme alan, yazdığı haber ve kulis bilgileriyle kurumlardaki sorunlara büyüteç tutan kıdemli ve saygın bir gazetecidir. Meslektaşımız Şardan’a ve gazeteciliğine kefiliz” açıklamasında bulundu.
Aralarında Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, DİSK Basın-İş, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın bulunduğu meslek örgütleri, T24 yazarı Tolga Şardan’ın tutuklanmasına tepki gösterdi.
Tolga Şardan’ın tutuklanmasına neden olan yazıda yargıdaki usulsüzlük iddialarına yönelik incelemenin bilgisini paylaştığını kaydeden gazetecilik meslek örgütleri, “Bu gözdağını hiçbirimiz kabul etmiyoruz” dedi.
Meslek örgütlerinin yaptığı açıklama şu şekilde…
“Sansür yasası uygulamalarıyla ülkemizde basın susturulmaya, korkutulmaya, hizaya getirilmeye çalışılmaktadır. Biz gazeteciyiz, gazeteciliğin suç olmadığını haykırmaya, baskı ve tehditlere rağmen yolsuzlukları dile getirmeye, bütün istibdat baskılarına rağmen gazetecilik yapmaya, halkın haber alma hakkı için çalışmaya devam edeceğiz.
Meslektaşımız Tolga Şardan, 31 Ekim’de T24 internet sitesinde yayınlanan “MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu yargı raporunda neler var?” başlıklı yazısı nedeniyle başlatılan soruşturmada “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” iddia ve suçlamasıyla 1 Kasım akşamı tutuklanmıştır.
“Tolga Şardan’ın tutuklanması tüm gazetecilere yönelik ağır bir gözdağıdır”
Şardan söz konusu yazısında yargıda son günlerde ortaya saçılan usulsüzlük iddiaları üzerine devletin ilgili kurumlarının da inceleme yürüttüğü bilgisini paylaşmıştır. Ancak bu yazı bazı yetkililer tarafından tepkiyle karşılanmış ve sonuç olarak meslektaşımız tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Şardan’a apar topar soruşturma açılması, evinde ve belgelerinde arama yapılarak gözaltına alınması ve tutuklanması ülkemizdeki tüm gazetecilere yönelik ağır bir gözdağıdır.
Adalet sistemindeki sorunları araştırıp kamuoyunun bilgisine sunmak gazetecinin görevidir. Hakimler Savcılar Kurulu’na yazılan dilekçelere ve MİT raporlarına kadar giren çarpıklıklar karşısında yargıçlar, bu sorunları gündeme getiren gazetecileri tutuklamak yerine adalet sisteminin iyi işlemesine odaklanmalıdırlar. Gazeteci Tolga Şardan’ın bu sorunları yazdığı için tutuklanması sorunları örtme çabasından başka bir anlama gelmez.
İletişim Başkanlığı’nın tutuklamadan 10 dakika sonra yalanlaması manidardır
İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Tolga Şardan’a tutuklama kararı verilmesinden 10 dakika sonra Şardan’ın yazdığı gibi bir MİT raporu olmadığını, yazının dezenformasyon içerdiğini duyurmuştur. Yayınlanmasının üzerinden 43 saat geçmesine karşın ilgili kurumlar tarafından yalanlanmayan yazının, tutuklama kararıyla eş zamanlı olarak dezenformasyon merkezince yalanlanması manidardır. Biz gazeteciler bu tür haberlerde yanlış bir bilgi olduğunda ilgili kurumların jet hızıyla yalanlama yaptığını gayet iyi biliyoruz. Şardan’ın bir buçuk gün boyunca dezenformasyon olarak değerlendirilmeyen yazısının tutuklama kararıyla birlikte yalanlanmasını inandırıcı bulmuyoruz.
Tolga Şardan’a ve gazeteciliğine kefiliz
Yalan haber en başta gazetecilik suçudur. Şardan bu suçu hiç işlememiş, dürüst ve saygın bir meslektaşımızdır. Türkiye’de son 35 yıldır içişleri, emniyet, yargı bürokrasisi ve ilgili siyasetçilerle her zaman gazetecilik çerçevesinde ilişki kuran Şardan, işlediği konuları titizlikle kaleme alan, yazdığı haber ve kulis bilgileriyle kurumlardaki sorunlara büyüteç tutan kıdemli ve saygın bir gazetecidir. Meslektaşımız Şardan’a ve gazeteciliğine kefiliz.
Şardan’la aynı gün İstanbul’da meslektaşımız Dinçer Gökçe de aynı suçlamayla gözaltına alınmış, ifadesinin ardından serbest bırakılmıştır. Halkı bilgilendirme faaliyeti gerçekleştiren, sadece gazetecilik yapanlara yönelik bu sistematik gözdağı asla kabul edilemez. Bu son örneklerle bir kez daha görünür olan gazetecilere yönelik hukuk dışı çabalar düşünce ve ifade özgürlüğüne indirilen birer darbe haline gelmiştir ve ülkemize büyük zarar vermektedir.
Tolga Şardan ve tüm tutuklu gazeteciler derhal serbest bırakılmalıdır
Gazetecileri tutuklanması halkın haber alma hakkının önlenmesine ve basın aracılığıyla kamuoyu denetiminin sakatlanmasına yol açar. Gazeteciler, sansür yasası dediğimiz “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu ceza kanunumuza ekleyen yasaya da işte bu nedenle karşı çıkmıştır. Bu yasa Anayasa’ya aykırılıktan Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır ve aylardır yüksek mahkemenin vereceği karar beklenmektedir. Bu karar çıkana kadar pek çok meslektaşımızın çerçevesi belli olmayan bu suçlama ile demir parmaklıklar arkasına gitmesi işten bile değildir. Anayasa Mahkemesi bir an önce sansür yasasıyla ilgili kararını vermelidir.
Bizler basın meslek örgütleri olarak Tolga Şardan’ın ve tüm tutuklu gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Tolga Şardan arkadaşımızın tutuklandıktan sonra söylediği gibi: Biz gazeteciyiz, gazetecilik yapmaya devam edeceğiz.
Basın Konseyi
Çağdaş Gazeteciler Derneği
DİSK Basın-İş
Gazeteciler Cemiyeti
Haber-Sen
İzmir Gazeteciler Cemiyeti
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği
Türkiye Gazeteciler Sendikası
Tolga Şardan savcılık ifadesinde, “Sadece halkı bilgilendirmek için gazetecilik yaptım” dedi; avukatı yazının ihbar niteliğinde sayılması gerektiğini söyledi “MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısı sonrası hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 1 Kasım’da tutuklanan T24 yazarı Tolga Şardan, savcılığa verdiği ifadede, “Sayın Uçar’ın dilekçesinin ardından HSK’ya yine Anadolu’nun değişik köşelerinde görev yapan yargı mensupları tarafından ihbarlar yapılmaktadır. Ve HSK tarafından görevlendirilen müfettişler söz konusu iddialar çerçevesinde aralarında üst düzey yargı mensupları da olmak üzere birçok kişinin bilgi sahibi konumunda ifadelerini almışlardır. Görüleceği üzere devletin en saygın kurumlarından olan MİT Başkanlığı da söz konusu iddialar çerçevesinde bilhassa Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen talimat sonrasında, adı geçen yargı mensupları üzerinde de detaylı araştırma yapmıştır. Dolayısıyla kulislerden elde ettiğim bilgileri söz konusu yazıda kaleme alırken tarafıma yönelttiğiniz TCK 217/A maddesi hükümlerine aykırı herhangi bir girişimim olmamıştır” diye belirtti. Suçlamayı kabul etmeyen Şardan, “Ben 35 yıldır gazetecilik yapmaktayım. 35 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’nin yargı ve güvenlik bürokrasisini yakından takip eden bir gazeteci olarak hangi konuların suç teşkil edeceğini, hangi konuların suç teşkil etmeyeceğini bilecek tecrübeye sahibim. Bana bildirmiş olduğunuz suç iddiasıyla ilgili olarak atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Altını çizerek söylüyorum sadece halkı bilgilendirmek çerçevesinde gazetecilik yaptım” dedi. Şardan’ın avukatı ise, “Müvekkilin yazısının ihbar niteliği sayılıp soruşturmayı açan savcılıkça araştırılması gerekirdi” dedi. “Katalog suç” diyen mahkeme, “kaçma şüphesi” ile “beklenen ceza ve güvenlik önlemi” gerekçesi sundu! Kararında TCK 217/A’nın katalog suçlardan olduğunu yazan İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği, tutuklamaya gerekçe olarak, “işlendiği iddia edilen suçun önemli ve ciddi sayılan katalog suçlardan olması nedeniyle tutuklama nedenin ‘kanun gereğince’ var sayıldığı, kaçma şüphesi ile delilleri yok etme, gizleme, tanık ve mağdurlar üzerinde baskı oluşturma şüphesinin bulunduğunu” öne sürdü. Mahkemenin tutuklamaya sunduğu gerekçelerden biri de “beklenen ceza veya güvenlik önlemi” oldu. Tutuklanan Şardan, Sincan Cezaevine gönderildi. Mahkemenin kararında “katalog suçlardan” diye yazdığı ve bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngören TCK 217/A suçu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 100. maddesinde sıralanan ve kanun gereğince tutuklama kararı verilen katalog suçlar arasında yer almıyor. DOĞAN AKIN YAZDI – Tolga’yla birlikte bütün hayal kırıklıklarının en güzelini yaşıyoruz! GÖKÇER TAHİNCİOĞLU YAZDI – Tolga Şardan’ın tutuklanması ve hakikatler: Yargı bir sopa mıdır?
TIKLAYIN – T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu: Tolga Şardan her iktidar döneminde gazetecilik yaptı, yargılandığı bütün davalardan aklandı, gene öyle olacak TIKLAYIN – T24 yazarı Tolga Şardan’ın gözaltına alınmasına sosyal medyada tepki: Gözaltılar, baskılar gazetecileri susturamaz! TIKLAYIN – Kılıçdaroğlu’ndan gazeteci Tolga Şardan’ın gözaltına alınmasına tepki: Bu karardan derhal dönülmelidir! TIKLAYIN – Dezenformasyon Merkezi, yazısından 43 saat, tutuklanmasından ise 10 dakika sonra Tolga Şardan açıklaması yaptı: MİT’in iddia edildiği gibi bir raporu söz konusu değil TIKLAYIN – Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, Şardan’ın hakim sorgusunda savunma yaptı TIKLAYIN – Ankara Barosu’ndan Tolga Şardan açıklaması: İhbarımızdır! İddiaları soruşturmak üzere Cumhuriyet Savcılarını derhal göreve çağırıyoruz TIKLAYIN – Dezenformasyon Merkezi, yazısından 43 saat, tutuklanmasından ise 10 dakika sonra Tolga Şardan açıklaması yaptı: MİT’in iddia edildiği gibi bir raporu söz konusu değil TIKLAYIN – Avukatlar, gazeteciler ve milletvekilleri Ankara Adliyesi önünde T24 yazarı Tolga Şardan’ın tutuklanmasına tepki gösterdi: “Yüreğini, kalemini ortaya koyan gazetecilerle beraber olmaya devam edeceğiz” TIKLAYIN – “Biz gazeteciyiz, gazetecilik yapıyoruz o kadar” diyen basın örgütlerinden çağrı: T24 Ankara ofisinde buluşuyoruz TIKLAYIN – T24 yazarı Tolga Şardan’ın tutuklanmasına tepki yağdı | “Şardan, gazeteciliğin yüz akıdır!” |