“`html
Kerem Alışık, enerjisiyle dolup taşan bir sanatçı olarak gündemde. Yıllardır birçok karaktere hayat veriyor ve her seferinde bu karakterlere yenilerini ekliyor. Onunla yapılan her sohbet, düşünceleriyle zengin ve öğretici bir yolculuğa dönüşüyor. Aşk ve hayata dair derin konular üzerinden ilerleyeceğimiz bir sohbete başlıyoruz…
◊ Bu yıl oldukça yoğun bir tempoda çalışıyorsun: ‘Aşk Biter mi?’, ‘1923’, ‘Küheylan’ oyunları ve iki reklam filmi, ardından ‘Akıldan Kalbe’ gibi bir sinema filmiyle yeni bir dizi. Bu durmaksızın çalışmanın nedeni nedir?
Üretmek, benim temel yaşam prensibim. İnsan, mutluluğunu bulmak için sevdikleriyle uğraşmalı. Ben de yaratıcı süreç içinde kendimi buluyorum. Sanat, insanların ruhuna dokunmamı sağlıyor ve bu bana büyük bir sevinç veriyor.
◊ İyi de bu kadar yoğun çalışmanın sırrı nedir, enerjini nereden buluyorsun?
Enerjimi, insanlara karşı dürüst olmanın verdiği huzurdan alıyorum. Dürüstlük, yürekleri yönlendiren önemli bir değer. Ayrıca, mesleğime olan tutkum da enerjimin kaynağı. Bir projede başarılı bir sonuç aldığımda, bu başarının bana sağladığı motivasyon yeni projeler için enerji biriktirmemi sağlıyor. Bununla birlikte sağlıklı yaşamaya ve doğru beslenmeye de dikkat ediyorum.
◊ Sürekli genç görünüyorsun, bunun sırrı nedir?
Ben, yaş almakla yaşlanmanın iki farklı anlam taşıdığına inanıyorum. İnsan, anılarının ağırlığıyla büyür, ancak yaşını kalbiyle hisseder. Yaşlanma, hayatın tadını çıkarma süreci durduğunda başlıyor. Günlük yürüyüşlerim ve hayallerimin peşinden koşarak formumu koruyorum.
◊ ‘Akıldan Kalbe’ sinema filmi 20 Aralık’ta gösterime girecek. Yıllar aradan sonra başrolü neden kabul ettin?
Karakterimin derinliği, senaryonun etkileyiciliği ve filmin topluma kattığı değer, beni bu projeye çekti. Sadık karakterim, otoriter bir yapıya sahip, fakat içten ve merhametli biri. Ahlak ve adalet gibi değerleri içselleştiren bir kişilik. Hayatı akışına bırakmak gerektiğini düşünüyorum; sonunda her şey bir adımla başlar ama o adımın büyüklüğünü siz belirlersiniz.
◊ Filmin adına gelirsek; aşkla akıl birbirine ne kadar uyum sağlıyor?
İnsanın aklının düşündüğü ile kalbinin hissettikleri arasında sıkışması en zor savaştır. Kalbinin hissettiği şeyleri akıl asla anlamaz. Filmin özünden biri de ‘Pişman ol, pişman ölme’ mottosudur. Aşk, hayatın samimi bir parçasıdır ve ona duyduğunuz hislerin tarif edilemez bir boyutu vardır. Aşk gökyüzü gibidir, diğer her şey bir hava durumu.
◊ Neden böyle düşünüyorsun?
Aşk, izinsiz gelir ve kalbinizi bulur. Bu duygu, iki kişi arasındaki en derin bağdır ve kalp, mantıktan bağımsız bir şekilde hareket eder. 'Aşk' dediğimiz şey, kalbin sesidir.
‘HALİMİZ AYANDI, BEYANDI’
◊ Kapalı gişe oynayan ‘Aşk Biter mi?’ oyununda, karakterler aşk üzerine tartışarak şiirlerin hikâyelerine dalıyor. Bu oyunda seni etkileyen bir şair veya şiir var mı?
Oyun, aşk hikâyelerini gerçek yaşamdan alıyor ve her biri birer özel şiire dönüşecek kadar derin. Ağaç motifinin altında, belirli elma örnekleriyle, aşkın çok boyutlu doğasına dair hikâyeler anlatılıyor. Her bir elma, aynı ama farklı bir tat taşıyor; her izleyene ayrı bir şey anlatıyor.
◊ Evrim Alasya ile işbirliğiniz nasıl gidiyor? Bu projede buluşmak nasıl bir deneyim?
Evrim Alasya, oyunculuğu, sesi ve kültürel mirası sayesinde aklıma gelen ilk isimdi. Çalışmaya başlamak için geldiğinde yoğunluğu nedeniyle teklifimizi geri çevirmek istemiş. Ancak tiyatro aşkı, onu projeye dahil olmaya ikna etti. Tiyatro, insanı daima kendine çeker ve biz bu serüvenin tadını çıkarıyoruz.
◊ “Biz susarak konuşuyoruz” ifaden çok konuşuldu. Şimdi biraz daha açar mısın? Birlikteliğiniz nasıl gidiyor?
Bu sözü, durumumuzun açık olduğunu ifade etmek için söyledim. Gizlenmeyecek bir şeyimiz yok. Aşk çoğu zaman dilin ötesindedir; sevdiğinizin yanında konuşmak, sanki kurşun gibi ağır hale gelir.
‘ATEŞTEN BİR BULUTTUM, HER BAHÇEDEN KOVULDUM’
◊ Ünlü bir ailenin ferdi olarak yaşamak, özgürlük mü yoksa bir yük müydü?
Ünlü bir ailenin çocuğu olmam, her başarımdan sonra bazılarınca önyargı ile karşılamama yol açtı. Hayatta kalabilmek ve kendimi kanıtlamak zorundaydım. Bazen kendimi ateşten bir bulut gibi hissediyorum. Ancak bunu, ailem sayesinde aşmanın yollarını öğrendim. Direnmek, yaşamın özüdür ve bu ruhu bana ailem kazandırdı.
◊ Bu çocukluk anıların, kariyerine ne şekilde etki etti?
İyi not aldığımda bazen “Bu başarı onu ünlü ailesinden dolayı geliyor” denirdi. Ama sanat, insanı her zorluğun üstesinden getirebiliyor. Sanata sarıldıkça hayatın yükleri hafifler. İnsanları kalp ile sevmenin değerine inanıyorum, çünkü bu güçlü bir bağ.
◊ İlk adımını babanın kaybından sonra attın. Başarıların onun görmekten mahrum kalmasına neler hissettirdi?
Babamın kaybı, içimde sürekli bir eksiklik yarattı. Sanatımla onu onurlandırmak, içimdeki bu yarayı kapatmanın tek yoluydu. Bu duygunun takdir edilmesi, aldığım en güzel ödüldür.
◊ Oğlun Sadri ile olan ilişkinizde nasıl bir baba oldun?
Sadri ile birlikte hayatın tüm güzelliklerini paylaşıyoruz. Bir baba olarak onun iyi bir birey olarak yetişmesini görmek büyük bir mutluluk. O benim en değerli eserim; yaşamımın anlamı.
◊ Sadri Alışık Kültür Merkezi’nde (SAKM) yapmanız gereken projeler hakkında neler söyleyebilirsin?
Sadri Alışık, SAKM’nin yürütücüsü olarak tüm bu projelerin kalbinde yer alıyor. Ben de ona destek oluyorum ve birlikte çalışmalarımız devam ediyor. Bu ilişki, bizim için her şeyin ötesinde bir anlam taşıyor.
‘İNSAN ANNESİ, BABASI ÖLÜNCE HİÇ ÖLMEYECEĞİNİ ANLIYOR’
◊ “Şiir başlı başına bir duruştur” demişsin. Senin duruşun nedir?
Hayatta herkesin bir şiiri ve bir duygusu olmalı. Benim için şiir, felsefi bir yaşam tarzı. Yazmaya, anneme olan özlemimi açıklayarak başladım. Her zaman okuyarak ve yazarak büyüdüm. Şiir; kalbin sesidir ve duygularla beslenir. İçimdeki ateşi dindirme arzusuyla hep yazmaya devam ettim.
◊ “Bir film izledim, hayatım değişti” diyenler için seni etkileyen bir şiir oldu mu?
‘Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine…’ Nâzım Hikmet.
“`
